5.07.2011

Lacivert

Güneş, solgun koltuklara vurmaya başlamıştı A kalktığında. Hala duruyordu kaşık, çakmak, şırınga… Gözlerini ovuşturup B’ye baktı, o hala uykudaydı. Kendini her zamankinden farklı hissediyordu; ne baş dönmesi ne de mide bulantısı vardı. Akşamki âlemi hatırlamaya çalışıyordu.
Bardan çıktıklarında üç kişiydiler. A, B ve yeni tanıştıkları bir müptela. Müptela onlara göre hayli kıdemliydi bu alanda. İkisinin de sadece ot çekmişliği vardı çünkü. Satıcıların yanına geldiklerinde A ve B uzaktan pazarlığı izliyorlardı. Güvenip paralarını müptelaya vermişlerdi. Müptela geri döndü. Malları ceket altından gösterdi. İşte o an bir kargaşa yaşandı. Sivil polisler teker teker satıcıları yakaladı. Müşteriler bir anda dağılıp ara sokaklara koştular. İki kafadar da malları alıp kaçan müptelayla beraber koşmaya başladı. Üçlünün peşine iki sivil polis düşmüştü çoktan. Ara sokakların kıvrımlarında kaybolmaya çalışırlarken düştü malları taşıyan adam. Yere kapaklanmıştı. Uyuşturucudan tutmayan dizleri artık hiç hareket etmiyordu. A ve B durdu. B geri dönüp onu kaldırmaya çalıştı ama olmadı. Bunun üzerine malları almaya kalkıştı ancak müptela zamk gibi yapışmıştı mallara. Yakalansa da vermeyi düşünmüyordu. Polislerin bulundukları sokağa girdiğini görünce B elinin tersiyle var gücüyle vurdu ve malı aldı. A’yla beraber bir apartmana girip izlerini kaybettirdiler. Biraz bekledikten sonra A’nın dairesine doğru yola koyuldular. Daireye girdiklerinde hiç beklemeden tesisatı hazırlayıp, damara bastılar. Ancak cennet mavisinin tonu fazla kaçmış gibiydi onlara.
Kapı çalındı. A düşüncelerden kurtulup kapıya yöneldi. Kapıya geldi ve kapı açıldı. Sevgilisi karşısında duruyordu. E adı siyah gözlerine ve göğsüne kadar inen siyah saçlarına çok uygundu. A, daha yeni ayrıldıklarını sanıyordu ancak E affetmiş gibi görünüyordu. Hafifçe elini tuttu. A’yı koltuğa oturttu. Kara gözlerini hiç ayırmıyordu, A’nın gözlerinden. Artık uyuşturucu kullanmasını umursamayıp, hala onu istediğini gösteriyordu. A’yı soymaya başladı. Tamamen çıplak olduklarında E’nin saçları beline kadar geliyordu. E kanepede A nın üstüne çıktığında ise yüzü ve kolları görünüyordu saçların dışında. E, A’nın üstünde gidip gelirken kayboldu. Saçları yuttu. A’nın üzerinde sadece siyah saçlar vardı. Saçlar büyüdü, büyüdü, büyüdü ve A’yı yedi. İkisinden geriye sadece bir saç yumağı kaldı. B ise hiç umursamadan hala uyuyordu koltuğunda.
O akşam, yerel haberlere çıktılar 5 dk A ve B. ‘Uyuşturucuya 2 kurban daha…’