1.04.2012

kim-I

dünyadaki tüm şeylerin hikayesini anlatacağım size. yaşamış ve yaşayacak olanların. düşün ve geleceğin. herkesin olaysız, zamansız, mekansız hikayesi...

dünya, 312540968 kez düşünüyordu:

- niye hâlâ peşindeyim?

yorgunluk, o gece tembelliği uyutmamıştı ve rengarenk rüyaları toplayacak hizmetçi de ortalarda yoktu. niye, diye sorduğunuzda yankı bile cevap vermeye üşeniyordu.

ahmet, o sabah tüm bunlara rağmen evinden dışarı çıktı. adımları hızlı ve afacandı. takılmaları doğal.

yemyeşil gökyüzü onu şaşırtmadı. ya da yarısını boyamayı unuttukları güneş. sadece kapı vardı, para vardı, akraba vardı gözünde.

o sabah kedi de aynı sıkıntıları yaşar gibi gözüküyordu. "kediyim lan ben!" diyip anca atlatabiliyordu bu sıkıntıları.

nedense tüm olaylar üst üste gelmiş; ankara da izmir'e küsmüştü o sabah. acilen polis çağırmak gerekiyordu ama beş vakte kadar gelecek ilk şey, çaydı.

tüm bu yaşananları duyunca ben de ifadesizleştiğimi fark ettim. insan unuttuğu bir şeyi bilebilir mi ki? bilmiyorum, galiba tayinim çıktı bile.

 o sabah her fok avcısı gibi balıkları toplamaya başladığımda, kafama bir sürü soru üşüşmeye başladı. en serti şuydu ve acıtmıştı:

- ay'da fok avlamak neden bu kadar zor?

bu konudaki tartışmalarım hala süredursun; biri gelip kulağıma fısıldamadan önce fısıltı beni ziyarete geldi. sanırım mırıltıdan ayrılmış. mutsuzluğundan anlaşılanları haber bültenine götürmemi istedi ancak ben onu dünya ile yanlış bıraktım. iyi de oldu herhalde.

farkındasınızdır, şu sıralar dağınıklığı toparlamakla meşgulum ama daha bitmiş değil. yarına sormam gerekiyor diye durduğumda bile.

niye güleriz? evet, ilk soru buydu, son soru da. cevabı ikisinin arasında olamayacağına göre... budamaya gittiğimiz badem ağaçları bu konuda fazla bilgili gözüküyorlardı ancak bunun sadece gözlüklerin yanılgısı olduğunu düşündüğünüzde gerçek anlamda bulutlarla karşılaşıyorsunuz. bu konuda tartışamayacağınız tek kişiyle; kirpik.

maymunlar konusunda şaka yapmadığımı söylemiştim. ancak, siz buna inandınız. bu konudaki bir uyarının dediğine göre dünya ile mars arasındaki seçimi yaparken tamamen duygusal bir yaklaşım izlemişti luka, bunun kim olduğu konusunda magazin dergileri hâlâ ortak bir karara varabilmiş değil. özetle dünyanın şimdiki yerine getirilmesine kadar geçen süre içerisinde yaklaşık yarım kurbağa göz kırpması geçti.

- bize nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz?
- karaciğeri kimyon geçiyor.
- peki, şu an evimizdeyim desem.
- bu konu da kuğularım var.
- ben de öyle düşünmüştüm...

işte! virgülü öldürmenin tam sırası.

sinyal...